Amr b. Ümeyye (ra)

AMR B. ÜMEYYE ed-DAMRÎ (R.A.)

(D. 597 - Ö. 60/679)
Kabilesi : Beni Damre
(Bedir yöresi)

İlk islam diplomatı

Ebû Ümeyye Amr b.Ümeyye b. Huveylid ed-Damrî, Bedir ve Uhud gazvelerinde müşriklerin safında yer aldı.
Uhud Gazvesi’nden hemen sonra müslüman oldu.

Biri maune'de

Uhud gazvesi'nden birkaç ay sonra Necid’e gönderilen kırk kişilik irşad heyeti içinde o da bulunuyordu
(Safer 4/Temmuz 625).
Heyet Bi’rimaûne’de pusuya düşürüldüğü sırada binek hayvanlarını otlattığı için katliamdan kurtuldu. 
Ancak daha sonra esir alındı ve baskını düzenleyen Âmir b. Tufeyl tarafından annesinin köle âzadı adağına karşılık olarak serbest bırakıldı.

Hz. Peygamberi üzen olay

Amr, olayı Hz. Peygamber’e haber vermek için Medine’ye doğru yola çıktı. 
Âmir b. Tufeyl’in mensup olduğu Benî Âmir kabilesinden yolda karşılaştığı iki kişiyi, Bi’ri maûne şehidlerinin intikamını almak için gece uyurlarken öldürdü.
Ancak Amr bunların müslüman olup Hz. Peygamber’in himayesine girdiklerini bilmiyordu.
Hz. Peygamber, himayesine aldığı iki müslümanın öldürülmesine son derecede üzüldü ve onların diyetlerini ailelerine gönderdi.

Seriyyesi ile ünlü

Amr b. Ümeyye seriyyesi diye bilinen diğer bir olayda ise Hz. Peygamber’e suikast düzenlemiş olan Ebû Süfyân’ı öldürmek ve Recî‘ baskınından sonra Mekkeliler’ce çarmıha gerilen Hubeyb b. Adî’nin cesedini asıldığı yerden indirmek üzere, hicretin 4. yılında Seleme b. Eslem ile birlikte Mekke’ye gönderildi.
Mekkeliler onu tanıyıp peşine düşünce arkadaşıyla bir mağaraya saklandı. 
Ertesi gün şehre gizlice girip Hubeyb’in cesedini çarmıhtan indirdi; karşısına çıkanlardan üçünü öldürdü. 
Mekkeli bir casusu da esir alarak Medine’ye döndü. 
Hz. Peygamber yaptıklarını kendisinden öğrenince memnun oldu ve ona dua etti.

Olayın Ayrıntısı

Asım ve arkadaşları öldürülünce, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Amr bin Ümeyye ed-Damri'yi Mekke'ye Ensar'dan bir kişi ile birlikte göndererek onlara Ebu Süfyan bin Harb'ı öldürmelerini emretti.

Amr dedi ki: "Ben ve bana ait olan bir deve ile birlikle yola çıktık.
Arkadaşım ayağından rahatsız idi.
O bakımdan Batn-ı Ye'cec denilen yere gelinceye kadar deveme o bindi.
Yolun kenarında devemizi bağladık ve arkadaşıma: ''Haydi Ebü Süfyan'ı öldürmek üzere gidelim'', dedim."
Amr devamla: "Eğer bir şeyden korkacak olursak gel yetişip deveye bin, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e durumu bildir ve beni burada bırak, diye hatırlattım. "
Şehre gizlice ve alelacele girdiler.
(Amr): Mekke'ye girdiğimizde daha önce hazırlamış olduğum bir hançer vardı.
Birisi bana engelolacak olursa onu öldürmek üzere yanıma almıştım.
Arkadaşım bana dedi ki: Ne dersin önce tavaf edip sonra da iki rekat namaz kılmakla işe başlayalım mı? dedi.
Ben de ona: Şu anda Mekkeliler sohbet yerlerinde oturuyorlar ve ben bunları biliyorum, dedim.
Bu şekilde Kabe'ye varıncaya kadar yolumuza devam ettik.
Kabe'de tavaf edip namaz kıldık.
Daha sonra onların bir toplantı yerlerinden geçerken aralarından birisi avazı çıktığı kadar bağırarak: "Bu Amr bin Ümeyye'dir" dedi.
Mekkeliler bize hücum ederek: "Bu ancak kötülük yapmak üzere gelmiştir." dediler.
(Amr Cahiliye'den beri cesur ve kurnaz birisiydi).
Anlatmaya devam ediyor: "Ben de arkadaşıma: ''Kaç ve kurtul, işte korktuğum buydu.
Ebü Süfyan'ın yanına varmaya imkan yok, kendini kurtar'' dedim.
Daha sonra hızlıca koşup dağa tırmanıncaya kadar yolumuza devam ettik.
Bir mağaraya girip orada iki gece -bizi takip etmelerinin sonunun gelip gelmediğine bakmak üzere- bekledik.
Allah'a yemin ederim, ben mağarada iken Osman bin Malik et- Teymi atının sırtında gelip mağaranın ağzında dikildi.
Ben hançerimi alarak çıktım ve ona bir darbe indirdim.
Fakat ölmedi ve öyle bir bağırdı ki bütün Mekke halkı sesini işitti.
Mekkeliler bulunduğu yere geldiler, ben de yerime geri döndüm.
Henüz can çekişmekte iken yetiştiler ve: ''Seni kim vurdu?'' diye sorduklarında Osman: ''Amr bin Ümeyye'' deyip öldü.
Fakat bulunduğum yeri söyleyemedi.
Onların arkadaşlarının durumu beni aramaya imkan vermedi.
Onu taşıyıp gittiler.
Bizi aramalarının sonu gelinceye kadar mağarada iki gün daha kaldık.
Daha sonra Tenim'e vardık.
Orada Hubeyb'in idam edildiği ağacı gördük.
Çevresinde bekçiler vardı.
Ben asılı olduğu ağaca çıkarak O'nu sırtıma alıp taşımaya başladım.
Kırk adım kadar ilerlemiştim ki beni yakalamak üzere birbirlerini çağırdılar.
Ben de bırakmak zorunda kaldım.
İzimi sıkı bir şekilde takip ettiler.
Ben ise hızlıca yoluma devam ettim.
Yorulup geri döndüler.
Ensar'dan öbür arkadaşım ayrılıp deveye binerek Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına gidip durumdan haberdar etti.
Hubeyb'i ise sanki yer yutmuşçasına bundan sonra kimse göremedi. "
Amr anlatmasına devam ediyor: "Dacanan diye bilinen bir mağaraya girinceye kadar yoluma devam ettim.
Oklarım ve yayım yanımda idi.
Ben bu mağarada iken Düeloğulları 'ndan koyun güden uzun boylu tek gözlü birisi yanıma giriverdi.
''Bu adam kim?'' diye sorunca ben de: ''Düeloğullarından'' dedim.
Yanıma uzanıp şu mısraları şarkı gibi okumaya başladı: ''Hayatta kaldıkça Müslüman olmayacağım Müslümanların dinini din tutmayacağım''"
Daha sonra bu kişi uykuya daldı.
Ben de onu öldürüp yoluma devam ettim.
Yolda Kureyş'in Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in durumunu haber almak üzere göndermiş olduğu iki kişiyi görüverdim.
Onlardan birisini attığım okla öldürdüm, öbürünü de esir aldım.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in huzuruna vararak durumdan haberdar ettim.
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) güldü ve bana hayır duada bulundu.

Elçi

Amr b. Ümeyye, eskiden beri elçilik hizmetleriyle tanındığı için, hicretin 5. yılında Hendek Savaşı’ndan sonra Mekke’de çıkan kıtlıkta fakirlere dağıtılmak üzere Ebû Süfyân’a beş yüz dinar götürme görevini Hz. Peygamber ona verdi.

Habeşistan'da

Hicretin 7. yılı başında da iki mektubunu ve bazı hediyeleri Habeşistan kralına götürmekle onu görevlendirdi.
Hz. Peygamber bu mektuplardan birinde Necâşî’yi İslâmiyet’e davet ediyor, diğerinde ise Ebû Süfyân’ın kızı Habeş muhacirlerinden Ümmü Habîbe ile nikâhının kıyılmasını istiyordu. 
Müslümanlığı kabul eden Habeşistan kralı, parlak bir törenle Ümmü Habîbe’yi Hz. Peygamber’e nikâhladı. 
Yine Peygamber’in isteği üzerine Habeşistan’daki müslümanları iki yelkenli gemi ile Amr’ın refakatinde Medine’ye gönderdi.

Diğer seferleri

Amr (r.a), Huneyn Gazvesi’ne, Tâif Muhasarası’na ve Tebük Seferi’ne katıldı.

Hicretin 9. yılında Hâlid b. Velîd kumandasında Dûmetülcendel Emîri Ükeydir’e karşı gönderilen seriyyede yer aldı. 
Ükeydir’in esir alındığı haberini ve elde edilen ganimetleri Hz. Peygamber’e o ulaştırdı.

Aynı yılın sonunda, Hz. Peygamber’in Müseylime’yi İslâm’a davet eden mektubunu Benî Hanîfe kabilesine götürdü ve onun cevabını getirdi.

Vefatı Muaviye devrinde

Muâviye devrinde ömrünün son yıllarını geçirdiği Medine’nin Harrâtîn mahallesindeki evinde vefat etti. 
Kabri, Medine de Cennet’ül Baki de dir.
Câhiliye devrinden beri cesareti, atılganlığı ve zekâsı ile tanınırdı.




Sahabe Efendilerimiz Radıyallâhü Anh
 

 A  B
 C  D
 E  F
 H  İ
 K  M
 N  O
 R  S
 T  U
 V  Z


 
 
Bugün 183 ziyaretçi (243 klik) kişi burdaydı!

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol