Âmir bin Füheyre (ra)

ÂMİR BİN FÜHEYRE (R.A.)

(ö: 4 /625)
Kabilesi : Ezd

Amir Bin Fuheyre radıyallahu anh hicrette canı pahasına büyük hizmet gören fedakar bir yiğit...
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ve Ebubekir Efendimizle birlikte hicret etme şerefine eren bir bahtiyar....

Meleklerin defnettiği sahâbî.


Davetin ilk günlerinde İslam safına katılan bahtiyarlardan birisi de Hz. Aişe’nin anne bir kardeşi olan Tufeyl bin Abdullah’ın siyahi kölesi Âmir bin Füheyre (r.a.) idi.
Hz. Âmir, Peygamberimiz, Erkam’ın evinde bulunduğu sırada iman etmişti.

Müşrik işkenceleri

Âmir bin Füheyre’nin Müslüman olduğunu haber alan müşrikler, kendilerine bir kurban daha bulmuşlardı.
Bir gün Hz. Bilâl ile Hz. Âmir bin Füheyre’yi birlikte bir ipe bağlayarak haylaz çocukların eline verdiler.
Mekke sokaklarında sürüklenirdiler.
Sonunda Hz. Ebû Bekir (r.a.) bu iki mazlumun imdadına yetişti.
Sahiplerine bedellerini ödeyerek azat etti.

Sevr macerası ve hicreti (yol arkadaşı)

Hz. Peygamber hicret sırasında Ebû Bekir’le birlikte Sevr mağarasında saklanınca Âmir sürüsünü bu mağaraya doğru sürerek onlara süt ve yiyecek götürdü.
Sonra da onlarla birlikte Medine’ye gitti.
Ahmed b. Hanbel’in rivayetine göre, hicret sırasında kendilerini takibe koyulan Sürâka’ya verilecek emannâmeyi yazmasını Peygamber ona emretmiş, o da bunu bir deri parçasına yazmıştı.
Bu rivayetten, âzatlı bir köle ve çoban olmasına rağmen, o gün için Mekke’de sayıları çok az olan okuma yazma bilenler içinde Âmir’in de bulunduğu anlaşılmaktadır.

Medine’de ensar ile muhacirler arasında Resûl-i Ekrem tarafından kurulan muâhâtta Âmir, Hâris b. Evs b. Muâz’la kardeş ilân edildi.

Savaşları

Hz. Âmir, Bedir ve Uhud Savaşlarına katıldı.
Üstün kahramanlıklar gösterdi.

Özellikleri

Âmir bin Füheyre, Suffe Ashâbı’ndandı.
Sahabilerin kurralarından, yani güzel Kur’ân okuyanlarından birisiydi.
Peygamberimizin kâtipleri arasında da yer alıyordu.

Göğe yükselen Bi'r-i Mauna şehidimiz 

Uhud Savaşı’ndan dört ay sonra Necid bölgesinde oturan Âmiroğulları kabilesinin reisi Ebû Berâ, Peygamberimize gelerek, kavmine İslamiyet’i anlatmaları için birkaç sahabi göndermesini istedi.
Peygamberimiz göndereceği sahabileri himaye etmesi için Ebû Berâ’dan söz alarak Suffe Ashâbı’ndan 40, bir rivayette 70 kişiyi irşat heyeti olarak gönderdi.
Bu heyetin içinde Âmir bin Füheyre de vardı.
Heyet, Bi’r-i Maûne (Maûne Kuyusu) bölgesine vardığında konakladı.
Ebû Berâ’nın yeğeni Âmir bin Tufeyl, amcasını dinlemedi, etraf kabilelerden adam toplayarak, istirahat hâlinde bulunan sahabilere saldırdı.
39 sahabiyi şehit ettiler.
Müşriklerden Cebbar bin Sülmâ, mızrağını Âmir bin Füheyre’ye saplayınca, “Vallahi kazandım, gitti!” sözünü işitti.
Hz. Âmir şehit düşünce, göğe yükseldi.
Bu sözü işiten ve semaya yükselişini gören Cebbar gelerek durumu Hz. Dahhak’a (r.a.) sorunca, Dahhak da Hz. Âmir’in cenneti kazandığını bildirdi.
Bu manzara karşısında Cebbar iman etti.

Katliamın müsebbibi Âmir bin Tufeyl, sağ kalan Hz. Amr bin Ümeyye’yi (r.a.) getirterek, şehit olanların kimliklerini öğrenmek istedi.
Hz. Amr, hepsini teker teker söyledi, fakat Âmir bin Füheyre’yi göremediğini bildirince, Âmir bin Tufeyl, Cebbar’ı gösterdi. (olay şöyle şöyle olmuş dedi) 

Cebbâr bin Sülmâ anlatır:

Müslümanlardan, beni İslâm dînîne da’vet eden birine, arkasından mızrağımı sapladım.
Mızrağımın demirinin onun göğsünden çıktığını gördüm.
Bu esnada kendisinin, “Vallahi kazandım” dediğini işittim.
Kendi kendime,"Adamı öldürdüğüm hâlde, kazandığı ne acaba” dedim.
Mızrağımı çıkarıp Dahhâk bin Süfyân’a gittim.
Âmir’in sözünü naklettim.
Dahhâk, “Onun maksadı, Cenneti kazandım demektir” dedi ve Müslüman olmamı tavsiye etti.
Ben de Müslüman oldum.
Müslüman olmama, Âmir’den işittiğim söz ve kendisinin göğe yükseltilmesi sebep oldu.
Cebbâr ve oradaki müşrikler, Âmir bin Füheyre hazretleri şehâdet şerbetini içtiği zaman, onun semâya doğru kaldırıldığını görmüşlerdi. Böyle garip hâller olup, Âmir bin Füheyre hazretlerinin rûhu da Cennete uçup gitti.
“Kurtuldum” sözünü duyan Cebbâr da müşrik topluluğu içinde tek îmâna gelen kimse oldu.


Böylece bir kişinin şehadeti, bir diğerinin imanına vesile oldu.
Hz. Âmir bin Füheyre’nin durumu Peygamberimize ulaşınca, “Melekler onun cesedini göğe yükselttiler ve defnettiler.”buyurdu.
Hz. Âmir bu sırada 40 yaşında idi. (625)
Allah ondan razı olsun! 

Sahabe Efendilerimiz Radıyallâhü Anh
 

 A  B
 C  D
 E  F
 H  İ
 K  M
 N  O
 R  S
 T  U
 V  Z


 
 
visitor counter
 
Bugün 32 ziyaretçi (35 klik) kişi burdaydı!

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol